Bobin Yayın 35. programını da arkada bıraktı. Sade ve samimi bir şekilde, bizi mutlu, üretken ve cesaretli kılan diyalogu yaymak ve sürekli hale getirme amacıyla başlayan bu proje, sanatçı adayları arasındaki sosyal ortama bir öneri getirmektedir. Bu öneri belli bir mecrada sistematik bir şekilde buluşma, sanat üzerine fikirleri ve soruları bir havuzda toplama ve tartışmadır. Diyalogun yapıcı ve iyileştirici yönünü, sanata karşı yabancılaşmayı önleyici bir samimiyetle, canlı ve performatif bir üslupla sunma, kişiyi üretkenliğe özendirmeyi hedeflemektedir.
Bütün bu hedeflerin yayında, bu projeyi başlatan üç insanın kolektivitesini sürekli hale getirme, üretkenliğin paylaşılabileceği, fikirlerin oluşturulabileceği bir mekan olma ve çağdaş sanatın gündemini oluşturan tartışma ve oluşumların topluca incelenilip alımlanabileceği bir buluşma imkanı yaratma görevini de üstlenmiştir. Böylece sanatı hayatla buluşma sürecinin belgelenmesini de yapmaktadır. Bu oluşumun katılıma açık bir düzleme geçirilmesi de, her bireyin bundan yararlanabilmesini sağlamak adına gerçekleştirilmiş, bir sosyal önerme olarak topluma sunulmuştur.
İki buçuk aylık yayın ömrü ardından Bobin Yayın, hala katılım problemi yaşamaktadır. On sekizinci yayının ardından sitemizde yayımladığımız yazıyla, resmi olarak format değiştiren Bobin Yayın, dinleyicinin zorunlu olduğu ve yayıncılar tarafında yönetilen bir radyo programı olmaktan çıkmış, bu oluşumun çekirdeğini oluşturan diyalog ve düşünce ortamını canlı aktaran ve katılıma açan bir performans düzlemine taşınmıştır. Bu şekliyle Bobin Yayın, sistemli bir şekilde toplanıp, fikirleri sorunları ve gündemiyle çağdaş sanatı ve çağdaş sanatta üretkenliği yaşayan bir grup insanın tartışma ve paylaşma ortamının etkileşime ve takibe sunumu olmuştur. Böylece katılım miktarı etkenini varoluş ekseninden çıkarmış, projenin yapısına dahil etmiştir.
Şu an geldiği noktada Bobin Yayın, bizim sanatla olan ilişkimizin, sanat anlayışımızın, üretkenliğimizin ve diyalogumuzun belgeselliğini yapmaktadır. Dolayısıyla dinleyicisi yoktur. Konuşmacısı yoktur. Haftanın üç gecesi her bireyin ortamını aynı düzlemde buluşturarak, samimi bir diyaloga davet etmektedir. Sanatı hayatla buluşturmak, üretkenliği pekiştirmek ve canlı tutmak için.
Labels: arşivlenmiş